Geçmişten Günümüze Bebek Törenleri
Çok sayıda toplulukları içerisinde barındıran ülkemiz adetler açısından da oldukça farklılıklar gösterir. Geçmişten günümüze gelen çok sayıda kültür bulunmaktadır ve bunların bazılarıda bebekler için yapılan törenlerdir. Bölgeden bölgeye farklılık da gösterebilen bazı törenler ise şunlardır ;
Tuzlama törenleri
Bebeğin doğumundan bir kaç saat sonra yapılır tuzlama töreni. Bazıları bu töreni "bebek tere kokmasın" diye yaparken bazıları ise "bebek beyaz tenli olsun" diye yapmaktadır. Törende bebek üzerine tuz serpiştirilmektedir. Kimi aileler tuzlama sonrasında kara kalemle bebeğe kaş çizer ve bebeğe nazar değmesin diye alnının ortasına çivit mavisiyle leke yaparlar. Anne süslenir, bebeğin yatağı güzelce hazırlanır ve sonrasında ailecek yemek yerler.
Gövend törenleri
Bebeğin dünyaya gelmesinden sonra arkadaşlar - akrabalar anne ve bebeği ziyarete gelir ve ziyarete gelirken gövend ismi verilen leblebi - şeker karışımından oluşan lokum çağımızda ise çikolatalar, tatlılar getirmeleri adetten sayılır. Toplanan gövendler genç bir kız tarafından misafirlere dağıtılır.
Doğum Helvası
Doğumdan sonra kısa süre içerisinde helva yapılır, gelen misafirlere ikram edilir. Helvadan yiyenler tabaklarına para bırakır yada isteklerine göre bebeğe hediye alırlar.
Ad Koyma Törenleri
Bebek için seçilen ismin çocuğun kişiliğini, geleceğini, toplumdaki statüsünü belirleyeceği inanışı vardır. Bu sebeplerden dolayı çocuğa ismi koyulurken bu genellikle dinsel törenler ile gerçekleştirilir. Belirlenen isim bu törenlerle çocuğa verilmiş olur. Ad koyma töreni evin en yaşlı olan kişisi tarafından gerçekleştirilir. Bebeğin sağ kulağına ezan okurlar, sol kulağına ise kamet getirirler ve üç kez tekrar edilen Senin adın .... diyerek ad koyma törenini gerçekleştirirler.
Loğusa Mevlüdü
Loğusalık kırk günü içerir ve bu zaman içerisinde mevlit okutulmalıdır. Mevlide gelen misafirlere çeşitli ikramların yanında loğusa şerbetide verilir. Şerbet içerisinde karanfil, tarçın, şeker boyası ve şeker bulunur. Şerbet sürahisine bebek erkek ise sürahinin boğaz kısmına, kız ise kapak kısmına kırmızı tülbent bağlanır. Anne de sütünün çoğalması için sık sık şerbet içer.
Kırk Uçurma Töreni
Kırk uçurma töreni geçmişten günümüze varlığı sürdüren geleneklerimizdendir. Kırk gününü dolduran bebeğin artık dışarı çıkma özgürlüğünü gösteren gündür bi nevi. Tören günü sabah erkenden kırk tane küçük taş, kırk adet değişik dağ çiçeği, bir gümüş takı ve bir altın yüzük bir kazan su içinde kaynatılmaktadır. Bu su içinde bebek yıkanır ve yıkayan kadın genellikle yakın akrabalardandır. Bu kadın 39 kaşık suyu tasa alır ve bebeğe döker. 40. kaşık ise suyun tamamının bitmesidir buna da kırk çıkarma denilmektedir.