Henüz yeni aile kuran eşler birbirini tanımaya devam ettikleri sırada aileye yeni bir birey katılır.

Doğan ilk çocuk, eşler için yeni bir sınav dönemini başlatır. Anne ve baba olmak, yeni bir düzen ve yeni sorumluklar getirir. Karı koca, güçlü bir bağ ile daha da yakınlaşırlar. Daha olgun davranmak, daha sorumlu olmak gereğini duyarlar. Ancak sonuç her zaman beklenildiği gibi çıkmayabilir. Çocuğun gelişi sevgi bağını güçlendireceği gibi, ters sonuçlar da doğurabilir. Özellikle olgun olmayan eşler, birbirlerine yaklaşacakları yerde uzaklaşabilirler. Hele koca, yeni doğan çocuğu bir mutluluk kaynağı değil de kendisiyle karısı arasına giren bir yabancı gibi görüyorsa, karı koca ilişkisi bozulmakla kalmaz, eşleri kısa sürede boşanmaya götürebilir. Örneğin "Eşinden annelik bekleyen çocuksu bir koca, doğumdan kısa bir süre sonra, açıkça yavrusuna düşman olmuş. Çünkü karısının kendisiyle ilgilenmesine engel oluyormuş. İşte bu koca, karısından kendisine de bebeği gibi emzirmesini istemiş, kadın da soluğu mahkeme de almıştır."

Bazı eşler, aralarında hiç anlaşmazlık çıkmayışı ile bir kez olsun tartışmamalarıyla övünürler. Sayıları az olsa da böyle eşler yok değildir. Saygı ve sevgi kişisel olgunlukla bir araya gelince uyum sağlanması olanaksız değildir. Gerçekten kimi evlerde, çocuklar açıktan bir kavgaya şahit olmamışlardır. Eşler, evdeki bu barışı sağlayabilmeyi nasıl başarmışlardır diye düşmemek elde değildir. Böyle eşler yok değildir. Elbette vardırlar. Ancak uyum sağlayabilmek kolay değildir. Ayrı çevreden gelen, ayrı eğitimler almış iki insanın hiç bocalamadan kusursuz bir ilişki kurabilmeleri güçtür. Ayrıca birbirini çok seven iki kişinin de ara da bir çatışma yaşamaları çok normaldir. İşleri ters gitmekte olan kocanın ev içerisinde suratı asık şekilde olma olasılığı yüksek derecededir. Ev işlerinden yorulup, çocukların gürültülerinden bunalan bir annenin de eşine her zaman güleryüz göstermesi beklenemez.

Tartışmasız ve çekişmesiz bir evlilik ilişkisi düşünelim; Bu durumda bir kaç olasılık vardır. Bu ilişki bir eşin tam egemenliği üstüne kurulmuş olabilir. Evde uyum ve denge vardır. Ancak bu denge eşlerden birinin özverisi, yada boyun eğmesiyle sürmektedir. Aile yaşamı, öncelikle babanın gereksinimlerine göre düzenlenmiştir. Erkeğin her istediği önceden sezilip, rahatı sağlanmaktadır. Bir dediği iki olmamakta, her buyruğu yerine getirilmektedir. Ses tonundan ve duruşundan anlamlar çıkartılıp, onu kızdıracak davranışlardan sakınılmaktadır. Anne genellikle, baba ile çocuklar arasında aracılık yapmakta, onun suyuna gitmekte, neyin söyleneceğini,neyin söylenmeyeceğini bilmektedir. Önerdiğinden sorgu sual olunmayan baba da eşine iyi davranmaktadır. Ancak bu ilişkide uzaklık ve resmilik belirgindir.

Diğer bir çeşit ailede ise erkeğin kadına göre daha silik kadının baskın olup egemenliği eline aldığı bir ilişki gözlemlenebilir. Evde son sözü söyleyen annedir. Erkek ise bu tip evliliklerde evine bağlı, yumuşak başlı ve girişken olmayan durumdadır. Dengeyi kendi haklarını eşine bırakarak sağlamıştır. Herhangi bir anlaşmazlıkta da daima sen haklısın deyip konuyu sonlandırır. Çocukla ilgili verilmesi gereken kararları ve tutumu anne belirler.

Bazı evlerde çocuklar eşlerin kavgaları içerisine bilerek dahil olurlar. Kendini savunamayan anne çocuklarından onay ister ve taraf tutmaya iter. Kavgalarının hakemi olarak çocuklarını gören kimi anne babalar vardır. Anne babaya karşı çocuklarından destek almaya çalışır. Her kavganın ardından, azarlanan eğer uslu dursaydınız babanız kızmaz ve kavga etmezdik. Bu gibi sözlere maruz kalan çocuklara eziklink, kırgınlık ve kendilerinin kötü olduğu duygusu yerleşir. Sanıldığının tersine bu duruma düşürülen çocukların büyük bir çoğunluğu sessizce bir köşeye çekilmezler. Tedirginliğin ve suçlamaların sonucu olarak, daha yaramaz ve hırçın olurlar. Ne derece sevildiklerinin farkına varabilmek açısından adeta anne babanın sabrını zorlarlar. Kısacası eşler arasında kavga olması çok normaldir. Ancak bunu çocuklara yansıtmak hiç iyi sonuçlar vermeyecektir. Çocuk büyük sorumluluk gerektirmektedir. Henüz ilişkinizin tam olarak rayına girmediğini düşünüyorsanız evliliğinizi kurtarabilmek için kesinlikle çocuk düşünmemelisiniz.