Çocuğun gelişim süreci açısında ilk yaşlarında yakalamış olduğu uyum ilerleyen yaşlar için büyük önem taşımaktadır.

Çünkü bir çocuk hayata nasıl başladıysa öyle devam eder. Çocukluk dönemi içerisinde çevresi ile uyumlu olan bir çocuk ilerleyen yaşlarda sosyal yönden uyumlu bir kişi olacaktır.

Okul öncesi dönem; kişilik temellerinin atıldığı, gelişim en hızlı ilerlediği, çocuğun yakın çevresinden yüksek derece etkilendiği ve her türlü konuda öğrenime açık olduğu, bir dönemi kapsar. Okul öncesi dönemde kazanılmış olan yürüme ve konuşma çocukların çevresini ve kendini tanıma duygusunun kazanılmasını sağlar. Anne ve baba tarafından ortaya konulan yasaklamalar ve tepkilere çocuğun da tavrı olumsuz olur. Ancak okul öncesi dönemde çocuk bu tarz kısıtlamalara daha uyumlu tepkiler verir.

Anne ve babanın çocuklarına göstermiş oldukları sevgi, dengeli bakım ve beslenme çocukta ki temel güven duygusunu geliştirir. Bu yıllarda anne ve babadan olumlu izlenimler kazanırsa çevresinde bulunan kişilerle ilişkilerini de olumlu yönde kurar. Bir bakıma çocuk aile içerisinde ki yaşam tarzını dışa yansıtır. Anne-babasından ne görüyorsa ona göre davranışlar sergiler. Çevresiyle olumlu şekilde sosyal iletişim kuran çocuklar bu deneyimi tekrarlar ancak olumsuzluk yaşayanlar için bu durum zordur ve çevresiyle iletişim kurmak istemezler.

Sosyal uyum yaşam boyunca devam etmekte olan bir süreçtir. Okul öncesi (anaokulu) eğitim kurumlarında geçirilen zaman arttıkça çocukta gözlemlenen paylaşma, işbirliği, arkadaşlarıyla birlikte oyunlarda yer alma gibi olumlu sosyal davranışların sıklığı artar.